
Freelancerlara sesleniyoruz, kendinizi de işinizi de ihmal etmeyin!
Freelancerlara sesleniyoruz, kendinizi de işinizi de ihmal etmeyin!
Kafanız karışıyor değil mi? Özellikle de freelancer olarak çalışmaya yeni başladıysanız, her yer tavsiyelerle dolu… Şunu yap bunu yapma diyenden geçilmiyor. Sabahları erken kalk, işe gidiyormuş gibi hazırlan, zamanında ekran başında ol gibi gibi. Şurası kesin, bir freelancer olabilirsin ama sen yine de bir yerlerde bir şirketin, bir işin, bir ürünün ya da bir hizmetin parçasısın. Evet yapılması gerekenler var ama bir de kendine yapmaman gerekenlerin olduğunu unutma.
Mesela panikle yaşamamalısın. Kendine belli alanlara hapsetmek yerine, serbest çalışmanın getirdiği mekânsal ferahlığı ve çeşitliliği avantaj olarak kullanabilirsin. Tamam artık müşteriler senin ve işinin patronusun ama devamlı mesajlarını kontrol ederek de yaşayamazsın. Gününün başlama – bitiş saatlerini ayarlamanda ve buna sadık kalmanda bir sakınca yok. Sadece senin günün 9’da başlayıp 6’da bitmek zorunda değil, bu tercih sana kalmış durumda. Tabii çalışmaya odaklanman gereken saatleri sosyal ağlarda komik videolarla geçirirsen işler değişir.
Söz verirken dikkat!
Pek çok serbest çalışan, özellikle de kariyerinin başlarında müşterilerine ya niteliklerini abartıyor ya da vermesi gerekenden daha büyük sözler veriyor. Zamanlamalara, yapabileceklerine odaklanıp müşterilerine karşı tüm kartlarını açık oynamalısın. Zaten işi iyi yaptığını görünce yine gelecekler. Kendini de müşterini de boş yere strese sokup tutamayacağın sözler verme. Elbette verdiğin sözleri tutma konusunda planlamanın önemini anlatmamıza gerek yok. Teslim tarihlerini düünüp hem kendine vakit ayırabildiğin hem de işini layıkıyla yapabildiğin bir plan çalışabilirsin.
Senin için artık kişisel pazarlaman da çok önemli biliyorsun. Önüne fırsatlar çıkmasını bekleme, yaptıklarınla bu fırsatları kendin yarat. Senin için en büyük pazarlama aracın yine sensin, yaptığın işler. O nedenle her işine bu titizlikle bakmayı unutma.