.png)
İşten Çıkarmanın Pasif Agresif Bir Yolu Olarak ‘’Sessiz İşten Çıkarma’’
Özellikle son iki yıldır iş dünyasındaki kavramsal dönüşümleri ve yeni olguları takip etmekte güçlük çekiyoruz. İşverenle çalışan arasındaki ‘’sessiz’’ tartışma ise bu dönüşümde başı çekiyor. ‘’Büyük İstifa’’, ‘’Sessiz İstifa’’ derken şimdi ise sahnede işverenlerin ‘’Sessiz İşten Çıkarma’’sı var. Gelin detaylarını birlikte inceleyelim…
Bir önceki yazımızda kronolojik olarak pandeminin getirileriyle birlikte iş dünyasında yaşanan dalga dalga değişimleri anlatmıştık. Büyük istifa ile başlayan istifa kasırgası, Z kuşağının iş hayatında aktif rol alması ve kuralları yeniden yazmaya başlamasıyla birlikte hayatımıza ‘’sessiz istifa’’ kavramını dahil etti. İş hayatının sosyal yaşamı esir aldığı, maddi ve mental olarak tatmin edilmediğini bu nedenle de ‘’işe herhangi bir katma değer sağlayacak bir katkısı olmadan yalnızca yapması gerekenin yapıldığı bir iş modelinin benimsendiği’’ sessiz istifa ile ilgili iş dünyasında tartışmalar süregelsin, işverenlerde bu dalgaya bir tepki olarak sessiz işten çıkarmayı gündeme getirmiş durumda. Kavram olarak tanımlayacak olursak: ‘’çalışanı istifaya zorlayacak bir şekilde yapılan pasif agresif eylemler bütünü’’ diyebiliriz. Bu eylem genellikle yöneticinin bir çalışanı işten çıkartırken yaşayacağı stres, rahatsızlık, tazminat gibi durumları önlemek istediğinde ortaya çıkıyor. Yönetici çalışanı işten çıkarmak yerine birçok pasif agresif yöntemle çalışanı yıldırma çabasına giriyor.
Bu yönteme birkaç örnek verecek olursak; önemli toplantılara çağırılmama, normal rutininizin dışında fazla iş yükü ile karşılaşma, mesai ücreti vermeme, e-maillerdeki cc’lerden çıkarılma, ofiste görmezden gelinme, fikirlerinizin değersiz bulunarak özgüveninizin yitirilmeye çalışılması gibi örnekler verebiliriz. Aslında bu örnekler iş dünyasında mobbinge uğrayanlar için hiç de yabancı örnekler değil dediğinizi duyar gibiyiz. Kesinlikle öyle!
Uzun yıllardır mobbing olarak kabul ettiğimiz bu yıpratma politikası, çalışanının iş yaşam dengesine değer vermeyen, insanı öncelik yapmayan, çalışan bağlılığını artırmak için motivasyon aksiyonlarını almayan yöneticilerin, sessiz istifa dalgası karşısında kendini savunma biçimi olarak, sizin sessiz istifanız varsa biz işverenlerin de ‘’sessiz işten çıkarma’’ politikamız var modeli olarak karşımıza çıkıyor.
Washington DC merkezli bir Amerikan analitik ve danışmanlık şirketi olan Gallup’un yaptığı araştırmaya göre ortalama bir kişinin hayatında çalışarak geçirdiği süre 81.396 saat. Bundan daha uzun bir süreyi sadece uyumak için geçiriyoruz. Ve tüm bu veriler analiz edilerek, çalışanın işe bağlılığı araştırıldığında ise çalışanların %80’ine yakın bir bölümünün işten duygusal olarak kopuk olduğu sonucuna varılıyor. Peki bu noktasal verilerden merceği geniş açıya alarak baktığımızda iş dünyasında ne ile karşılaşıyoruz? Niteliği düşmüş, verimsiz, yaratıcılığı görünür ölçüde azalmış işler bütünü ve hem çalışanın hem de yöneticinin mutsuz olduğu bir çerçeve bize bakıyor.
Yeni nesil iş gezegeni pofft ise yepyeni bir iş yaşamı yaratarak bu çerçeveyi, iş yaşam dengesinin korunduğu, insanı merkeze alan, kazancını yönetebileceğin, mobbingden ve mobbingin yarattığı güvensizlik hissinden sıyrılacağın, mutlu bir iş dünyasına dönüştürüyor. İş hayatında kendini en güvende hissedeceğin gezegene hala üye olmadıysan seni bekliyoruz!